Genel cerrahi sözlümün üzerinden hayli zaman geçmeden bi konuşayım, uzun uzun anlatayım istedim. Çünkü bence dört, beş ve altı kapalı bir kutu. Dışarıdayken tam olarak ne beklediğini bilemiyorsun. En azından ben öyle hissetmiştim.
Beş senedir tıp fakültesindeyim, ilk defa doğru düzgün dinleyebildiğim dersler oluyor, anladığım konular, çalışmayı sevdiğim anlar. Sen nerdeymişsin be bu zamana kadar dördüncü sınıf?
E tabi gerilimi de hiç az almıyor. Çünkü bilirsiniz her şey her zaman iyi gitse olmaz. Araya nazarlık serpiştirmeli. Neyse efenim yine mikrofonu -afedersiniz- boş beyaz sayfayı bulunca bol bol konuştum. Giriş konuşmasının bu denli uzun olduğu bu metin nereye gidiyor bilmiyorum.
Bizim okulda genel cerrahi stajı 10 hafta. Evet, hayli uzun bir süre. Geçtiğimiz senelerde 8 haftaymış aslında ama sonra... Neyse uzun hikayelere girmeden devam edelim. Bu 10 hafta süresince ders düzeni genelde şöyleydi: Sabah 10'da pratik ders. Öğleden sonra teorik ders. Ve sonrasında saat 4 olmadan okuldan çıkış. Kalp kalp kalp. Ben bu stajı nasıl sevmeyeyim. Tabi sabah 10 kısmı biraz farklı işliyor. Staj boyunca bizi 5-6 kişilik gruplara bölüp, hafta hafta ayırdılar. Ameliyathane, Poliklinik, Servis, Endoskopi, Meme-endokrin ultrason gibi... İşte sabahları, o hafta neredeysek ders saatine kadar orada bulunmamız gerekiyordu. Bu kısımlar oldukça öğreticiydi. Tabi bazı sabahlar aylaklık edip gitmediğim oluyordu. Keşke daha çok gitseydim...
Sabah pratiklerini serviste yapıyorduk. Bazen hocamız derste bir konu anlatıyor sonra o hastalığı olan hastanın yanına gidiyorduk. Burada hocamızın yönlendirmesi eşliğinde hastanın hikayesini alıp, muayenesini yapıyorduk. Tabi herkes yapamıyordu, sadece bir iki kişi... Mesela ben bir defasında hastanın vitallerini söyleme şansına eriştim. :') Aaa bir defasında da hocamız öğretme maksatlı süngere dikiş atarken süngeri tutmuştum. Yani 40 kişilik sınıfta hiç de yabana atılmayacak şeyler bence.
Hastayla konuşmanın, onu, ona fark ettirmeden yönlendirmenin püf noktalarını da öğrendik tabi. Çünkü bazen hastalar sizin sorguladığınız şeylerden hayat telaşesine, komşusuna, akrabasına dalabiliyor. Hastalar demişken, gözlerimin dolduğu da pek çok an oldu. Bizim hastanemiz kanser tedavisi konusunda oldukça etkin bir hastane. Yani çok sayıda kanser hastası gördük. Poliklinik'te kanser tanısını henüz almamış hastaları... -kimisi tanı alacak, kimisine önemli bir şey değil denecek, kimi de takibe tabii tutulacak...- Ultrasonda tanı konulması için biyopsi yapıldığını gördük. Serviste ameliyata hazırlanan hastaları, ameliyat olmuşları, taburcu olmak için gün sayanları, iyi haberler bekleyenleri...
Stajın ilk beş haftası tek sayfa açmadan, hiç ders çalışmadan geçti. Çok kitap okudum bu süreçte. Epey iyi geldi. Sonra kalan beş haftaya geldiğimizde artık sıkı çalışmaya başlamam gerektiğini biliyordum. Ben de ders çalışmaya başladım. Birkaç ufak tefek hatayla birlikte tabi.
İlki slaytlarımı çok geç çıkarttım. Ve ders çalışırken tus kitabından çalışıp, hiçbir yere not almadım. ilk başlarda doğru ve efektif çalışmanın bu olduğunu düşünüyordum lakin öyle değilmiş. Son iki haftaya geldiğimizde slaytları çıkarttım. Derste defter tutmuştum, buradan bakarak önemli yerleri işaretledim. Slaytları okuduktan sonra ise geçen seneki tarzımla özet çıkarttım. İşte doğru çalışma tam burasıymış.
İkinci hata diyordum, ses kaydı mevzu. Bir hafta eve gitmiştim staj esnasında. İşte bu haftalardaki ders kayıtlarını dinleyecektim lakin son zamanlara bıraktım ve ses kaydı dinlemek gerçekten hayli vakit alıyor. Keşke daha önce dinleseydim ve son günlerimde bu kadar çok yer kaplamasaydı.
Son günlere gelirken üçüncü yaptığım hata son hafta küçük konuları ve birkaç büyük konuyu çalışmamış olmamdım. Arkadaşlarımla birlikte tekrar yaparken onların hakim olduğu pek çok konuya hakim değildim. Yani işin altın kuralı şu arkadaşlar, sözlü öncesi önünüzde tüm konuların bitmiş olduğu ve tekrar yapabileceğiniz en az beş gün olsun.
Bu arada önceki yıllarda çıkan sözlü sorularına muhakkak bakılmalı ve çalışırken soru-cevap tarzında çalışılmalı. Yani mesela benim sözlü sorum yanık sevk kriterleriydi ve ders çalışırken ben kendi kendime o konuyu sorup cevapladığımı hatırlıyordum.
Çalışma kısımlarını bitirdiysek gelelim sınav durumlarına. Bizim stajımızda tam üç adet sınav vardı. Pratik-teorik-sözlü.
Pratikten bir gün önce hastalarımız dağıtıldı. Biz de hastalarımızın anamnezlerini aldık. Vital bulgularına baktık. Hastanenin veri tabanından hastayla ilgili bilgileri okuduk ve diyelim ki ameliyat oldu, ameliyata giren asistan abiyle konuştuk, püf noktalar almaya çalıştık.
Gelelim pratik sınava. Hocalarımız belli oldu ve kapı önünde beklemeye başladık. Ben en son sıradaydım ve hocalar en sona kaldığımı görünce beni diğer arkadaşlarla birlikte aldılar. -ikili giriliyordu sınava- Sınava girdiğim hasta kendi hastam değildi ve anamnezimi okuyamadım bu sebeple. İşte hocalar, karın muayenesi yap, murphy bulgusunu göster, assit muayenesi yap, normal vital değerlerini söyle gibi sorular sordu. Buna göre pratik puanımızı aldık.
Öğleden sonra teorik sınavımız vardı ve ona üçüncü sınıfta çalıştığım usülle çalıştım. Bahsetmişimdir muhakkak. Çıkmış soru üzerinde çalışma metodu. İnstagramdaki postlarımda vardır ama kısaca şöyle çıkmış soruda hangi konu sorulmuş, diyelim hemen gidip o slaytı açıp, sorunun yanına konuyla ilgili bilmem gereken şeyleri not almak.
Ertesi sabaha geldiğimizde artık sözlüyle baş başaydık. İlk sözlü bir korkulu rüya. Dizlerin titremesi, midenin durmadan bulanması, her şeyden korkmak... Hocalar yine sabah belli oluyor ve biz kapının önünde kah titreyerek kah bir iki şey çalışarak beklemeye başlıyoruz. Ben yine sondaydım. Sıra bana geldiğinde dualar eşliğinde içeri girdim. (Konu dışı edit: Hz. Musa aleyhisselamın bir duası vardır: Rabbim göğsümü-sadrımı- genişlet. İşimi kolaylaştır. Dilimdeki düğümü de çöz ki dediğimi anlasınlar.) Ben böyle konuşmamın gerektiği anlarda muhakkak bu duayı ederim. Manevi olarak rahatlattığını hissediyorum. Eklemek istedim bunu da. :')
Sözlüde hocalarımız çeşitli konularda sorular soruyorlar. Bazı hocalar şöyle şöyle bir hasta geldi diye senaryo çiziyorlarmış fakat benim hocalarım direkt spot bilgi istediler. Bildiklerim oldu, hocam hiçbir şekilde aklıma gelmiyor dediklerim de... Sonra daa sona erdi. Sınıfımızda geri bildirim toplantısı. Hocamız konuşurken buğulanan gözlerim, ay ben seni nasıl özleyeceğim canım staj demelerim, çekilen toplu fotoğraflar...
Ne çabuk geçtin on hafta.
Ne güzel geçtin...
Darısı pediatri'nin başına...
-
-
-
-
-
Not: Çalışma tavsiyelerim sebebiyle beni ultra çalışkan, süper zeki birisi zannetmeyin sakın. Çalışma konusunda asla iyi bir örnek değilim. 60küsur bir notla geçtim. Beni bilirsiniz, hata tespitinde iyi, onarımında faciayım. Buraya kadar okuduysanız önce tebrikler, sonra sevgiler. :') Sorunuz olursa yorumlarda yahut instagramda sorabilirsiniz. *-*